28 Ağustos 2011 Pazar

Simit Deyip Geçmeyin

Simitin tarihi tahmini 600  yıl öncesine dayanmaktadır. Başka bir ülkede olmayan, bizim kültürümüze aittir simit.
Simitin Osmanlıdaki serüveni 14.yüzyıla kadar dayanmaktadır. Günümüzde sokakların vazgeçilmez tadı olsa da simit aslen bir saraylı idi. Bu yüzyıllarda sultan sofralarında, saray mutfağında da yerini almayı başarmıştır.
Hekim Bereket’in Türkçe kaleme aldığı el yazması tıp kitabı olan Tufet-i Mubariz adlı eserinin Tabiat Name adlı son kısmında bahsedilen yemek çeşitleri arasında simitin de adı geçmektedir.
Saray fırınlarında, Yeniçerilerin bir kolu olan “Sekban Sınıfı” üyeleri kariyerlerine simit yaparak başlamaktaydılar. Evliya Çelebinin seyahatnamesine göre;  İstanbul’da simitçilerin 70 fırında, toplam 300 nefer olarak çalıştıkları belirtilmektedir.

XIX. Yüzyılda Osmanlı’nın gündelik hayatında simit, Avrupalı ressamların eserlerinde sıkça yer almıştır.

Warwick Goble’ın simitçi tablosu

Giovanni (Jean) Brindisi Simitçi tablosu





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder