28 Ağustos 2011 Pazar

Efsanesi Bol Şehir

Kentin kuruluşu hakkında söylenile gelmiş en ünlü ve bilinen efsane, körler ülkesinin karşısına kurulmasını anlatan Megaralı Göçmenlerin Yolculuğu'dur.

Efsaneye göre,  yeni bir kent kurmak ve özgürlüğünü ilan etmek isteyen Zeus’un İo’dan olma kızı Koressa'nın, Yunanistan'ın Megara kentinde baskı altında yaşayan oğlu genç Byzas yandaşlarıyla birlikte yola çıkar. Kenti nerede kuracağı muammasına cevap bulmak için, her şeyi bildiğine inandığı Delfoi Kahini'ne danışmaya gider genç Byzas.
Delfoi Kâhini Byzas’a gitmesi gereken yeri şu şekilde tarif etti;

"Kentini kuracağın yer, körler ülkesinin tam karşısında olacak."

Byzas körler ülkesini bulmak için yola çıkar ve her yeri arar ancak böyle bir yeri bilen kimse yoktur. Çok yoruldukları bir anda soluklanmak için deniz kıyısında bir yerde mola verirler., Byzas mola verdikleri yerin karşısındaki sahile görünce kendini tutamaz ve etraftakilere bağırmaya başlar:
"Bu insanlar kör mü, karşıdaki yer varken burada oturulur mu?" Bu sözleri sarfeden Byzas, o anda Delfoi Kâhini'ni hatırladı.
Aslında Kahin'in bahsettiği körler ülkesi burasıydı. Yani Khalkadonia, yani günümüzdeki ismiyle Kadıköy!.

"Khalkedonia", yani Kadıköy İstanbul'dan daha önce kurulmuştur. Byzas; ordusuyla gelip soluklanmak için durduğu yerde,  Sarayburnu’nun muhteşem görüntüsünden adeta büyülenmişti. Kahin'in Khalkedonia için neden "Körler Ülkesi" dediğini daha iyi anlamıştı artık. Çünkü, böyle cennet benzeri bir yer dururken, tam karşıda ve korumasız bir yerde kent kuranlar, ancak kör olabilirlerdi!

İstanbul’un kuruluşu ile ilgili efsaneler hiç biter mi? İşte Evliya Çelebi'ye göre kuruluş efsanesi.
Evliya Çelebi’nin, ünlü "Seyahatname"sinin ilk cildinde İstanbul’un kuruluşu efsanesini uzun uzun betimlemelerle anlatır. Efsaneyi günümüz diline uyarlayıp özetlersek:

Hz. Süleyman Saba Melikesi Belkıs'ın ölümüyle dul kalınca, Saydun'un dünyalar güzeli kızı Alina ile evlenir. Alina'nın çok özel bir saray istemesi üzerine, adamlarını dünyanın dört bir yanına gönderip, saray yapılacak eşsiz güzellikte bir yer bulmalarını emreder. Adamları İstanbul'u söylerler.

Hz. Süleyman, Sarayburnu'nda geçirdiği bir gecenin sabahında kendini dinç ve gençleşmiş hissedince, buraya büyük bir saray yaptırır, sonra da kıyamete kadar ayakta kalması için şehre hayır duası eder. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder